Hayata baktığımızda durağanlık diye bir şeyin olmadığını anlayabiliriz. Her şey sürekli bir döngü halindedir. Doğa da buna uyum sağlar. Mevsimler değişir, bu değişim sırasında bitkiler de buna uygun olarak ya açmaya ya da solmaya başlar.
İnsan hayatında da bu döngü vardır. İnsan doğup büyümesini bitirdikten sonra yaşlanmaya başlar. Yaşam sürecinde ya acıyla ya da hazla test edildiği anlar olur. Yaşamın bu değişmez döngüsüne rağmen insan bunu hep kontrol etmek ister. Çünkü döngü içindeki negatiflikler egosuna terstir. Mesela yaşlanmak istemez ya da acılarla test edilmek istemez. İnsanoğlu bu döngüdeki olumlu şeylerin hep durağan olarak kalmasını ister.
Deneyimsel öğretiye göre hayatta her şey ya ilerler ya da geriler. Bu durumda bir insanın sürekli olumlu ya da olumsuz bir hareket halinde olduğunu söyleyebiliriz. İnsan bu gerçeği göz ardı etmek ister. Çoğu zaman elindeki maddi imkan ve becerileri hiçbir şey yapmadan koruyabileceğine inanmak ister. İnsan egosu hiç bedel ödemediği konularda bile gerilemek istemez. Oysaki gerilemeyi engellemek için ilerlemeye devam etmek gerekir. Hayat döngüsünü olumluya çevirmenin tek yolu budur.
İlerlemek ve gelişmek bedel ödemeyi gerektiren süreçlerdir. Dolayısıyla kolay yoldan ulaşmayı değil, çaba göstermeyi göze alanların seçebileceği bir yoldur. Hayat için ve hedefleri için bedel ödeyen insan ödediği bedel kadar ilerleyebilir. Bedel ödedikçe hayat döngüsündeki olumlulukları arttırırken olumsuzlukları azaltmaya başlar. Bir insan işini geliştirmek için çalıştıkça hem iş yerini büyütebilecek imkanlara sahip olur, yani ilerler. Hem de işiyle ilgili oluşabilecek zararları daha hafif atlatmaya başlar, yani gerilemesini azaltır ya da durdurur.
Hayata bedel ödeyen insan olabilmek çok önemlidir. Bedel ödemek kendisi ve çevresinin faydası için kişinin bir süreliğine acı çekmeyi göze alması demektir. Ama birçok insan bundan kaçar. Çünkü hayatı haz içinde yaşamak varken bedel ödemenin acısını yaşamak istemez. Oysa insanoğlunun yaşarken çekmesi gereken bir acı miktarı vardır. Bu acıyı kişi belli bir hedef yönünde bilinçli olarak bedel ödeyerek tüketirse diğer alanlardaki acısını azaltmış olur. Yeni bir işyeri açıp bunun için çaba gösteren insanın ailesiyle ilgili yaşayacağı bir acı azalıyordur. Ders çalışmak için bedel ödeyen bir öğrenci bu sırada karşılaşacağı kötü bir arkadaşın uzun vadede sebep olacağı acılardan kurtuluyordur.
Bedel ödeyen insan hayatını bereketlendiren insandır. Ödediği bedelin karşılığını o an için almıyormuş gibi gözükebilir. Bunun bir önemi yoktur. Çünkü bir insanın hayatta ilerlediğini gösteren şey elde ettiği sonuçlar değildir. İlerlemenin göstergesi o ilerleme için ne kadar çaba gösterdiği ve sebep oluşturduğudur. Sebep oluşturmaya, bedel ödemeye devam eden insan zaten er ya da geç istediği olumlu sonuca ulaşacaktır. Eğer ulaşamıyorsa olumlu olduğunu düşündüğü sonuçtan çok daha iyi bir sonuç onu bekliyordur. Olumlu sonucun gecikmesi ise sonucun daha bereketli olacağının göstergesidir.
Bu nedenle hayat döngüsündeki belli bir karede elde edilen bir sonuca bakıp değerlendirme yapmak doğru değildir. Doğru olan o insanın o sonuçtan önceki davranışının nasıl olduğunu değerlendirmektir.
Dönüşüm Konağı
Necla Kadıyoran
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder