27 Kas 2010

Yüzüme kapıyı kapadığımda

Birinin yüzüne kapıyı kapamak,en basit anlamıyla,o kişiyi "içeri almamak" veya onun "içeri girmesine izin vermemek" demek.Bu ifadenin şiddetini daha da arttırmak için kapamak sözcüğünü çarpmak sözcüğüyle değiştirmek yeterli gibi görünüyor ki bu durumda bu ifade ister istemez kovmak anlamında komşu olur:

-Kapıyı yüzüne çarptım!

Çarpılan bir kapının hangi tarafında durulur? En azından iki taraftan birinde; ya önünde,ya ardında.Çünkü kişi kapıyı ya birinin yüzüne çarpar veya kapı kişinin yüzüne çarpılır.Her iki halde de kişinin yüzü kapıya dönük olmak zorundadır;başkasının yüzüne kapıyı çarptığında da, başkası tarafından kapı yüzüne çarpıldığında da.

Peki,bu durumda kişi kapıyı kendi yüzüne nasıl kapayabilir,bir kapıyı kendi yüzüne nasıl çarpabilir? Kapayamaz veya çarpamaz ise,bu yazının başlığında bir yazım hatası olmalı:yüzüme kapıyı kapadığımda.

Acele etmemeli de Yunus hz.nin şu dizelerine kulak kabartmalı:

İstediğimi buldum eşkere can içinde
Taşra isteyen kendi kendisi ten içinde
                     ***
Uğru olmuş uğrular gene kendiyi tutar
Şahne kendisi olmuş kendi zindan içinde
                     ***
Tartmış kudret kılıcın çalmış nefsin boynuna
Nefsini tepelemiş elleri kan içinde
                     ***
Girdim gönül şehrine daldım ânın ka'rına
Aşk ile seyrederken iz buldum can içinde

Kapıyı başkalarının yüzüne kapamak hiç de zor değil.Başkalarınca kapanacak kapıların ardında öylece kalakalmak da.Peki ya kişinin kendi yüzüne kapıyı kapaması?Kapıyı kendi yüzüne yine kendisinin çarpması?Aynı anda,aynı kapının iki tarafında da bulunması? Bir defada hem kapıyı kapayan hem de yüzüne kapı kapanan kişi haline gelmesi?

Güç olan,güç kavranan nokta da burası olmalı değil mi? Güç ama imkansız değil.Şayet biraz gayret edersek kim bilir belki de bu ifadeyle ne kastedilmiş olduğunu anlayabiliriz.

Kapanmak sözcüğü, "içine kapanmak","eve kapanmak" dikkatle düşünülecek olursa bir "geri çekilme" halini anlatır.İçine kapanan veya eve kapanan kişi kendisini bir kapının arkasına çeker,bir yere veya içeriye girmez,bilakis o yere doğru,içeriye doğru çekilir,geri çekilir ve bir perde gibi kapıyı başkalarıyla kendi arasında bırakır.

Bu açıklamaya itibar edersek,bu durumda içime kapandığımda,yani içime çekildiğimde  yüzüme kapıyı kapatmış mı oluyorum? Olmuyorum;zira içime veya evime kapandığımda perdeyi yine kendimle başkaları arasına çekmiş,yine başkalarının yüzüne kapıyı çarpmış oluyorum,kendimi onlardan yalıtıyorum,başkalarıyla temasımı kesiyorum. Oysa yüzüme kapıyı kapadığımda,kendisiyle arama perde çektiğim bir başkasını bulmayı başaramıyorum.Bir başkası yoksa ve ben de taşradan (dışarıdan) söz etmeyi bir türlü beceremiyorsam,o halde nasıl olur da içime kapanırım,kapanabilirim? Dışı olmayanın ,içi nasıl olsun?

İçime kapanabilmem için bir dışarı (taşra)olmalı.Evet,bir yer olmalı,bir yerde durmalı ki oradan geri çekilebilmeli,içine kapanabilmeli.Yüzüme kapıyı kapadığımda ise,içeride kalan ben başkalarının yüzüne değil,kendi yüzüne kapıyı kapamış oluyor.

Ne diyordu Yunus Hz.?

Şahne kendisi olmuş kendi zindan içinde.

Yani hem gardiyan,hem mahkum.Tutan dakendisi,tutulan da.Hem zindanın dışında hem de içinde.Sadece parmaklıklarının önünde değil,aynı zamanda arkasında da.

Diğer mısrada da aynı hakikat resmediliyor:

Tartmış kudret kılıcın çalmış nefsin boynuna
Nefsini tepelemiş elleri kan içinde

Tam burada sormak gerekmez mi:Kana bulanan eller hangi bedene ait?Tepelenen nefis,tepeleyen nefsin kendisi değil mi?

Görüyorsunuz değil mi,bu daracık alan içinde ne yaparsak yapalım karmaşanın içinden çıkmayı bir türlü beceremedik.O halde sözü daha uzatmayalım da yine Yunus hz. dizelerine sığınıp çıkış umudumuzu bir başka zamana bırakalım:

Gözsüze fısıldadım sağır sözüm işitmiş
Dilsizi çağırıp söyler dilimdeki sözümü

Dücane Cündioğlu
Cenab-ı Aşk

    


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder