‘Dağ tepesinde bir çam olamazsan
Vadide bir çalı ol.
Fakat, oradaki en iyi büyük çalı sen olmalısın.
Çalı olamazsan bir ot parçası ol,
Bir yola neş’e ver.
Bir misk çiçeği olamazsan bir saz ol.
Fakat, gölün içindeki en canlı saz sen olmalısın.
Hepimiz kaptan olamayız, bazılarımız tayfa olmaya mecburuz.
Dünyada hepimiz için birer şey var.
Yapacağımız iş, size en yakın olan iştir.
Cadde olamazsan patika ol.
Güneş olamazsan yıldız ol.
Kazanmak, yahut kaybetmek ölçü ile değildir.
Sen her neysen, onun en iyisi olmalısın…’
Douglas MALLOCH
Yaşadığımız hayat, yalan ya da gerçek, oyun ya da senaryo, ne dediğimizin aslında pek de bir önemi yok. En önemlisi hayatın içinde yaşanlar ve yaşadıklarımız. İyi ya da kötü yaşananlar benim, sizin ve onların hayatını değiştiriyor ve etkiliyor.
Hayata bir ‘oyun’ diyorlar. Öyle olduğunu kabul etsek bile oyunun içindeyken de vasıflarımız ve görevlerimiz var. Zaman zaman bu bizi yüceltirken, bazen de küçültebiliyor.
Yazarın da dediği gibi ne olduğumuz değil, neyi nasıl yaptığımız önemli bu oyunun içinde. Hayat gerçekten bir oyunsa eğer, rollerimiz vardır. Bu rolleri paylaştıran da çoğunlukla yine bizlerizdir.
Bu oyunun içinde çam, çalı, cadde, patika … gibi bir çok roller var. Zamanın birinde birisi geliyor ve çam rolünü kapıyor. Hayatın içinde günler ve zamanlar geçtikçe, rollerin sahibi de değişebiliyor. İşte asıl oyun ve asıl hayat burada başlıyor. Dağın tepesindeki çam; vadideki çalı olmayı kabul edebilirse hiç sorun yok.
Sayın okurlar içinizden ‘ Yükseklerde bir çam iken, vadideki çalı nasıl kolay kabul edilebilir ki?’ diyor olabilirsiniz. Bu aslında bir o kadar kabul edilebilen ancak bir o kadar da kolay olmayan bir süreç.
Dahası ciddi bir sabır işi. Fakat bu süreçte çalı olmayı kabul edebilenler sonra kendine tekrar yüksekte bir çam olabilme imkanı sağlıyorlar. Yani düşüşü kabul edenler tekrar yükselebiliyor.
Birileri bir yerlerde geminin kaptanı olabilir. Ancak hayat boyu o geminin kaptanı olacak diye bir kesinlik yok.
Hayatta roller vardır ve kişiler sürekli olarak değişir. Yani hayatta hiçbir şey durağan değildir. Her şey değişime ve harekete mecburdur. Dolayısıyla roller hep aynıdır ama kişiler farklıdır.
Her rolün en iyisi olanlar aslında yüksekteki çam ağacı olmanın adayıdır.
Öyleyse, her şey değişime ve harekete mecbursa, her çıkış düşüşe ve en güzeli de her düşüş çıkışa mecburdur.
Hayatın tayfaları olarak geleceğin kaptanı rolünde yerimiz ayrıldı.
Şimdi bize düşen ise her şeyiyle tayfalığı yaşamak.
‘’Kazanmak, yahut kaybetmek ölçü ile değildir.
Sen her neysen, onun en iyisi olmalısın…
Douglas MALLOCH’’
Dönüşüm Konağı
Burcu Kaplan
http://www.donusumkonagi.net/kose_yazisi.asp?id=563&baslik=en_İyisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder