28 Mart 2010 tarihli Taraf gazetesi’ndeki köşesinde yukarıdaki sözü ünlü bir mimardan alıntılayarak “tuğla” başlıklı yazısını okunmaya değer buldum Ahmet Altan’nın.
Yazının devamına bakalım; Tek başına tuğla, kırmızı, sevimli bir taş parçasından başka bir şey değildir.
Ama birbirlerine eklendiklerinde çoğalır, tuğladan çok daha büyük, çok daha etkili bir şeye, binaya, saraya, mabede, okula dönüşürler.
İnsanlar da bir “tuğla” gibi doğarlar.
Hepimizin amacı bir “tuğladan” daha fazla bir şey olmaktır.
Ama kader bize her zaman bu imkânı tanımaz, bazı insanlar doğdukları gibi, “bir tuğladan daha fazla bir şey” olamadan ölürler.
Böyle zamanlarda herkes kendisi karar verir ne olacağına, büyük bir eserin parçası mı olacaksın yoksa zavallı bir tuğla olarak mı kalacaksın?
Bir büyük mabedin, sarayın, okulun parçası olmak zordur, biraraya geleceksin, yan yana duracaksın, kuvvetli bir harçla yanındakine yapışacaksın, birbirine sahip çıkacaksın, yıkılmayacak bir duvar olacaksın.
Bir tuğla olarak kal ki seni istedikleri her zaman bir çekiç darbesiyle un ufak edebilsinler, bugüne dek yaptıkları gibi.
Tek bir tuğla olarak kalmamızın bedelini bize nasıl ödettiler.
Bir tuğlayı ezmek kolaydır çünkü.
Bir duvarı yıkmak da çok zor değildir.
Ama görkemli bir binaya dokunamazlar, sonunda gelip kendileri de o binanın çatısının altına sığınırlar.
Bir tuğladan daha fazlasını olabileceğimiz, görkemli bir binaya dönüşebileceğimiz zamanlar bunlar.
Hepimize ilerde çocuklarımız soracaklar.
“Bir tuğladan daha fazlası olma fırsatını kader sana bağışladığında ne yaptın” diye.
“Sadece bir tuğla olarak kaldım ve başkalarının da tuğla olarak kalması için mücadele ettim” mi diyeceksiniz?
Yoksa başınızı gururla dikip, “ben bu görkemli binanın parçasıyım çocuğum, bunu biz kurduk, bir tuğlaydık bir mabet olduk” mu diyeceksiniz?
Bir tuğla bile, olduğundan daha fazla bir şey olmak ister.
Ya bir insan?
Olduğunuzdan daha fazla bir şey, bir toplum, bir devlet, bir demokrasi, bir özgürlük olmak istemez misiniz?
Yazının içeriği elbette siyasi içerikli olup bu yazıda özellikle yapılan benzetmenin ve kişisel,ruhsal,duygusal anlamda gelişimimize yönelik bölümleri paylaşmak istedim.
Yazının tamamımı okumak isteyenler için yazının linkini aşağıda bulabilirsiniz.
http://www.taraf.com.tr/makale/10646.htm
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder